Dağlılara

,

Zeryan Bagok

En yüksek yerler dağlar, dünden bugüne insanların kendilerini korumak için çıktıkları mekanlar. Özellikle Kürdistan’da her isyanda her direnişte dağlara sığınılır, dağlarda yaşanılırdı.

Dağlar umudun ve direnişin mekanı olarak yer etmişti Kürt halkında. Gerilla tarzının tarihsel bir geçmişi vardır Kürdistan topraklrında. Bilerek veyahut bilmeyerek gelişen bu gerilla tarihi. 1978’de partileşecek ve yüzünü dağlara dönecekti. Kadınların ve gençlern özgürlük mekanları olacaktı dağlar. Umut ekilecek, direniş toplanacaktı.

PKK ile birlikte dağlılığına, dağlılık katan Kürdistan halkları, şehirlerin insanı yutan yapılarından kurtulacak, sokak lambasının değilde yıldızların ve inancın aydınlattığı Küridistan dağların da yerlerini alacaklardı. Umut her şeyden önemlisi ülke aşkı ekilen bu topraklar, devrime susamış bir halkın susuzluğunu giderecekti.

Dağların, sevda yüklü çocukları gerillaları…

Aşkın her türlüsüne şahitlik etmiş, Mem û Zin’i görmüş, ülkesine aşık Andok’ları, Axin’leri, Faraşin’leri, Zeryan’ları görmüş dağlar… Dağlarının aşkına inanmış gerillalar ile dolmuş bu dağlar, yuvası olmuş özgürlük aşıklarının.

Doruklarına iz bırakmış, çocuklarının intikamı ile dolup taşmış dağların sönmüş volkanları intikam ateşi ile canlanmış. Sönmüş bu volkanlar her katliamda, her direnişte her başkaldırışta vicdanı kör, insnalığı tükenmiş, kötülüğün yeryüzü temsilcilerinin üzerine patlamaya hazır bekliyordu.

Umudun mekanından yayılan bu direniş sevdası genç kadınların yüreğinde bir hakikat olarak büyüyen bu ağaç, her geçen gün daha fazla yeşermekte daha fazla genç kadının yüreğinde yer etmekte.

Günden güne büyüyen özgürlük ateşi, bir yaşam ateşine dönüşecek, iktidar ve devletin yarattığı karanlığı, yaşam ateşinin ışığıyla aydınlatacak idi…