Her Büyük Devrim Küçük Bir Adımla Başlar

Aysun Genç

12 Eylül faşizminin Kürdistan’da uyguladığı vahşet, faşist sömürgeci devlet karşısında silahlı mücadele yöntemini esas almayı kaçınılmaz kılmıştır. Bu döneme kadar ülke dışına çıkarak hazırlıklar yapan gruplar ülkeye gelmeye başlamış ve giderek kadın gerilla grupları oluşmaya başlamıştır. Bu durum, Kürdistan toplumu için bir devrimdir. Sayıları sınırlı da olsa Kürt kadınının evden çıkarak özgürlük mücadelesi vermek için ülke dağlarına yönelmesi devrimsel bir adım olmuştur. Evden çıkışın ölüm ya da evlilikten başka yolunun olmadığı Kürdistan toplumsallığında kadının devrime yürümesi kadar bir kocaya bağlanmadan ve ölmeden evden çıkmasının kendisi de başlı başına bir devrimsel adımdır. Nihayetinde her büyük devrim de küçük bir adımla başlar.

Kadın ve erkeğin karı-koca ilişkileri dışında bir arada kalması, dağlarda verili toplumsal- ailesel ilişkilere dayanmadan her iki cinsin birlikte mücadele yürütmesi ‘sosyal devrim’ de denilen gerçekliktir. Bu yıllar, aynı zamanda birçok kişide görüldüğü gibi toplumdaki şekillenişi aynen sürdürmenin, aynı kişilik duruşunu alıp mücadele alanlarına taşımanın, feodal, ataerkil duruşu ve bakış açısını sürdürmenin yıllarıdır. Bu koşullar içinde kadınlar kimi zaman toplumdaki gibi yaklaşımlarla karşılaşmış, kimi zaman ataerkil kültürün yansıması olan cinsiyetçi baskılarla karşılaşmış; nihayetinde kadın açısından devrim mücadelesi içinde de özgürlük mücadelesi bitmemiştir.

Kadın katılımları, 15 Ağustos 1984’te yapılan ilk kurşun eyleminden sonra hem artmış hem de karakter değiştirmeye başlamıştır. Katılımların artması toplumdaki sorunların büyük bir oranda mücadele içine taşınmasını da getirmiş, bu durum devrim görevlerini üstlenmek için toplumsal sorunların aşılması ön şartını ortaya çıkarmıştır. Toplumsal sorunlara yönelmek kişilik sorunlarına odaklanmayı getirdiği gibi kadın özgürlük sorununa odaklanmayı da getirmiştir. Hareket, kişilik sorunlarının çözümlenmesinin toplumsal sorunların çözümü olduğu perspektifine ulaştığında kadındaki özgürlüksel gelişmenin toplumsal ve kişisel sorunlarının hepsine çözüm getireceği kanaatine de ulaşmıştır. Bu temelde kişi değil toplum, an değil tarih çözümlemesi şiarıyla kişilerin yaşadığı sorunlar ve duruşları üzerinden toplumsal analizler geliştirilmeye başlamıştır. Aynı döneme denk gelmek üzere kadınların mücadele içinde özgün örgütlenmesi kararlılığına ulaşılmış ve 1987 yılında yapılan kongreyle YJWK (Yekitiya Jinê Welatparêzên, Kurdistan-Kürdistan Yurtsever Kadınlar Birliği) ilan edilmiştir.

90’lı yılların başına kadar süren güçlü bir mücadele hem kadınların bilinçlendirilmesi hem de yoğun katılımların gerçekleştirilmesi anlamında önemli bir süreçtir. Nicel olarak önemli bir kadın katılımı gerçekleşirken daha da önemlisi belirgin bir nitel birikimin oluşmasıdır. Lübnan sahasında eğitimler görülmüş, Avrupa sahasında önemli bir örgütlenme çalışması yürütülmüş ve ülkede de önemli bir kadın katılımı gerçekleşmiştir. Bu sürecin dayattığı bir ihtiyaç olarak kadınlar devrim mücadelesi içinde yeni örgütlen- meler geliştirmişlerdir. Bunun bir adımı ordulaşma olmuştur.