Şehit Zeryan Deniz Amed
08-04-2016
Direnişin 26. Günü
Bugün gün boyu yoğundu. Başta cihazda arkadaşlarla konuştum. Cumhuriyet mahallesine geçmemi ve kadın arkadaşları görmemi istediler. Azime’yle konuşamadım. Yaşadığım rahatsızlığı duygusallıktan öte örgütsel olarak paylaşmalıyım. Fırsat olursa dile getiririm. Öğleden sonra aralıksız vurdular.
Her yerden patlama sesleri geliyordu. Tam başımı pencereden dışarı çıkaracaktım üç mermi başımın üstünden geçti. Evde ben ve Rozerin tek kaldık. Bulunduğumuz hattı komple vurdular. Neredeyse karış karış vuruyorlar. Eriş’in grubu kaldığı yerde sıkıştı, yoğun vururken evler alev aldı, dumandan istifade edilerek geçtiler. İçim biraz rahatladı. Bir yerden bir yere geçecek fırsatı bile vermiyorlar. Yine de bir fırsatını bulabiliyoruz. Tamamen böyle. Tam bu yoğunluğun ortasında kaç defa yaralanan Rezan arkadaşı görmeye gittim.
Durumu gittikçe ağırlaşıyordu. En son saat 2’ye doğru şehit düştü. Gidip cansız bedenini kendi ellerimle battaniyeye sardım. Başta mezar kazamadık. Bir ara fırsatını bulduk o patlamaların ortasında yerini kazdık ve gömdük. Rahat uyusun Rezan yoldaş. Şehit düşmeden önce küçük kardeşinin ismini sayıklıyordu. Bir çok arkadaş gibi Rezan yoldaş da cerrahi müdahale olmadığı için şehit düştü.
09-04-2016
Direnişin 27. Günü
Artık sabah saatlerinin tenhalığından faydalanarak tüm çalışmaları örgütlüyoruz. Var olan arkadaşları iki grup şeklinde örgütledik. Yunus ve
Avareş arkadaşlar grup sorumlusu. Eriş bu hata bakacak. Cihaz muhaberesinin bitimiyle düşmanın yoğun saldırısı başladı. Diş hekimliği hattından cadde üzerinden yöneldiler. Tank ve zırhlı araçlar yola bir süre yoğun vurdular.
Herkesin konumunu tam çatışma pozisyonuna göre örgütledik.
Bu arada fırsat bulup Rozerin’le Mahir arkadaşın bulunduğu yere geçtik. Bu hattı çok yoğun vuruyorlar. Basınçtan sarsılacak gibi oluyorsun. Kamuran arkadaşı gördüm, genel durumları birbirimize aktardık. Küçük Zınar’ın şehadet biçimini sordum. Başta yaralanmış ve bombasını kendinde patlatarak şehit düşmüş. Arkadaşlar fark ettiklerinde ağzında pim ve öyle parçalanmış halde bulmuşlar. Bir de heval Gelhat ağır yaralanmış bir gözünü kaybetmiş. O da bomba istiyormuş. Bu durumlar çok zoruma gidiyor. Zınar küçük ama koca bir yüreği vardı. Gelhat heval de çok değerli. Kamuran arkadaşı dinledikten sonra gittiler. Gelelim bizim ekibe. Yanlarından birkaç saat bile ayrıldığımda kıyamet kopuyor. Düşman yoğun saldırmış bu panikle üç gündür caddeye kazıdığımız tüneldeki mayını patlatmışlar. Duyunca sinir krizi geçirdim.
10-04-2016
Direnişin 28. Günü
Sabah saatleriyle Eriş arkadaşın grubunu gördüm. Dün yaşananların tekmilini onlardan almak istedim, yaptıklarının farkında bile değiller. Düşünüyorum da arkadaşı bu tarafa kaydırmakla doğru mu yaptım. Fakat değerlendirilecek kimse yok. Hızla cumhuriyete geçtim. Yine de caddedeki mayının patlama şeklini kabullenemiyorum. Bu kadar yüzeysellik olur mu? Stresimi gördüğüm yoldaşlarla giderdim. Neyse ki burda aklı selim düşünenler var. Günlerden sonra bugün Demhat arkadaşı gömeceğiz, heval Baran’la gidip cenazesini aldık, yaraya baktık. Demhat’ın cansız bedenine bakmak bana çok ağır gelse de baktım. Sırtında mermi izi var ama kalbin alt tarafında yara izi çok genişti. Vücudunun yara kısmı yanıktı. Onu da yiğit çocuk Diyar’ın yanına gömdük.
Gidip Rızgar’a baktık. Halen Rızgar yerde ve kaldıramıyoruz, düşman üzerine pusu kurmuş, Birkaç grubu görerek tartıştık ve örgütledik. Sonra düşmana kaç yerden sızma girişiminde bulunduk. Düşmanın sesi rahat geliyordu, konuşmaları anlaşılıyordu, bulduğumuz fırsatla vurduk, yer yer çatışma yaşandı. Bir yerde dört ölüleri var diğer yerden tam haber alamadık. Kısmi olarak geri çekildiler.
Fakat sanki hakim olamadığımız bir evi tuttular. Tabii halen netleştiremedik, rastgele her yeri vuruyorlardı, ilk başlarda gece suskunluk çöküyordu, artık o da yok, geceleri de yoğun vuruyorlar.
Dicle’den sonra bütün yoğunluk Cumhuriyet mahallesine geçti. Bizi daraltarak kırmak istiyorlar. Bir evin, binanın bile ellerine geçmesinin anlamı var.