Önder APO’ya Mektup- Yaşamı Sizinle Buldum

,

Bêrîvan Cizir

Başkanım;

Öncelikle felsefe ve ideolojinizle yaratığınız özgür dağlardan özlem ve sevgi dolu yüreğimle sizi kucaklıyorum.

Bir kadın militanınız olarak size yazacağım mektubumda evrenselleşen felsefeniz ile sizi tanımlamak ve anlatmak istiyorum. Çünkü Önderlik olarak çıkışınız ve yaratılan etki insanlık için evrensel bir doğuştur ve bu doğuş şu an yaratığınız felsefe ve ideoloji ile dünya halkların da kendisini bularak yayılmaya devam ediyor. Evrenin içinde küçük bir gezegenden ibaret olan dünyada yaşayan biz insanlar evrenin büyüklüğü karşısında kocaman bir yer edindiğimizi sanıyor ve kendi farkımızda olmadan yaşamak ile yüz yüze kalmanın sancılarını çekiyorduk. Fakat sizin kuantumik bir şekilde yaşama bakış açınız bizi yeni bir düşünceye sevk etti. Yaptığınız tanımlara göre mikro evren olarak değerlendirdiğiniz biz insanlar tüm evreni yani makro evreni temsil ediyoruz. Bu şekilde bir bakış bizlerde de yeni bir ufka yol açtı ve insan olarak kendimizi tanımamızı sağladı. En küçük parçalarda aslında evren gizlidir. Bu kuantumsal düşünce biçiminizle bizi de kendiniz gibi bilgeliğe sevk ettiniz. Nasıl ki bizler evrenin hem parçası hem prototipi isek aynı şekilde her birimiz Önderlikten birer parçayız ve kendi şahsımızda Önderliği gerçekleştirme çabası içerisindeyiz. Aslında her gün yeni bir şeyin anlamına vararak Önderlik hakikatine doğru yol alıyoruz. Düşünüyorum da eğer hepimiz Önderlikten bir parça olur ve kendimizi Önderlik gerçekliğinde tamamlayabilirsek gerçek anlamda Önderliğimizi temsil edebiliriz.

Son tanımlamalar çerçevesinde şunu biliyoruz ki evren de herşey bir döngü içerisinde değişip dönüşmektedir. Önderlik tüm evreni tanımlayarak evrenin döngüsünü felsefesiyle bir yaşam haritası şeklinde değerlendirdi ve “herşey kendi kökeni üzerinde yeniden doğar” diyerek bizi yeniden yaşamın kökleri ile buluşturdu.

Kadını doğa ile birleştirerek birbirini besleyen ve doğuran canlılar olarak tanımladınız. Doğa tüm bereketini Dünya’daki her canlıya vererek yaşamı yaratır. Doğaya karşı bir zarar olduğunda doğa tüm hırçınlığıyla isyan eder, doğal afetler gerçekleştirir ve bereketini azaltır. Kadın içinde bu böyledir. Kadın insanlığa sunduğu bereketi, yapıcılığı ve emekleriyle en önemlisi de analığıyla kutsallaşarak ilk toplumu ilk kabileyi yaratan oldu. Önderliğimiz yarattığı felsefe ile bu kutsal değerleri yok eden ve güç rekabeti ile iktidarlarını yürüten sömürü zihniyetlerini yerle bir etti. Tüm bunların yanında kadını karanlıktan aydınlığa çıkartan bir güneş gibi tekrar ilk kutsallığına kavuşturdunuz. Bugün de bu bilinçle sürekli kendimizi yaratarak bir nehir misali tekrar toplumumuzun içine aktık. Kürt halkını kuruyan bir ağaç olarak tanımladınız ve yeşertmek için her gün düşüncelerinizle su verdiniz. Tüm emeklerinizle iğne ile kuyu kazarcasına yok olan bir halkı yarattınız. Yeşerttiğiniz ağaç günden güne tohumlarını toprağın içinde yeşerterek filizlendi. Bu yeşeren ağaç bir nefes, oksijen oldu. Felsefenizle yeşerttiğiniz kuru ağaç, şu an tüm insanlığın umudu olmuştur. Bu ağacı dağlar kadar güçlü yarattınız. Mesela biz rüzgârı göremiyoruz ama hep yanımızda olduğunu ve daima bize yakın olduğunu biliyoruz. Rüzgâr; alın teri ile çalışan insanları serinletir ve tahılların, bitkilerin büyümesini sağlar, yağmurları taşır. Bazen de ona karşı bir saldırı olduğunda saldırıyı püskürtmek için fırtına olur. Önderim sizde fırtına gibi sömürgecilere ve insanlık dışı olan tüm zihniyetleri yıktınız. Yeniyi yaratmak içinse insanlığın beynini ve ruhunu yeniden yarattınız ve usulca beynimize çarpan bir rüzgâr misali evrenin düşmanı haline getirilen bizleri evrenin oluş anlamına vardırtarak yeniden anlamlandırdınız.

Bu yeniden yaratılış sonucunda, kendimi aştığım oranda Önderliğin anlamına varabileceğimi fark ettim. PKK’ye katılmadan önce; kendi yaratılışımın farkında olmayan ve çirkin bir cins olarak tanımlanan bir kadındım. Önderliği kendimde bilince kavuşturdukça kendimi bulmaya başladım. Bir ağacın bereketinde, bir çiçeği estetiğinde ve bir dağın heybetinde kendimi buldum. Doğada olan tüm canlılarda kendimi buldum. Biz nesli giderek tükenen insanlığa aittik ve bu nesli tekrar anlamına kavuşturabilmek ancak Önderliğin evrensel olan felsefesini gerçekleştirmekle mümkündü. Önderliğin tüm gerçekleri karşısında kendimi APOCU felsefe ile donatarak tüm insanlığa yakışır bir militan olacağımı belirtiyor ve buna inanıyorum ki Evrenselleşen felsefe asırların yaşam tarzı olmaya hep devam edecektir.