Kürt kahramanı Leyla Qasim

ARÎN MÎRKAN

Kürt kahramanı Leyla Qasim 27 Ekim 1952’de Güney Kürdistan’ın Xaneqin şehrinde doğdu. Kürt bir ailedendi, babası bir petrol fabrikasında çalışıyordu.
1958 yılında Leyla, Xaneqin İlkokuluna girdi ve liseyi bitirene kadar eğitimine memleketinde devam etti. Sonra babası emekli oluyor. Bağdat’a giderken ailenin manevi ve maddi durumu kötü ama aile çocukların eğitimine önem veriyor, bu ailenin çocukları her zaman akıllı ve yeteneklidir.
Leyla Qasim, büyük zekası ve vatansever duyguları ile tanınıyordu. Elverişsiz durumları Leyla’nın çocukluk yıllarında ulusal ve sınıfsal bilgisini geliştirmesine etki etti. Hep kendi ulusal halkının haklarını elde etmeyi hayal ediyordu, Kürdistan Demokrat Partisi’ne üye olma sebebi de hayallerini gerçekleştirmekti, Kürtlerin kurtuluşu için mücadele hayallerini gerçekleştirmenin yolu buydu. Partiyi ağabeyi Şehit Sam’i sayesinde tanıdı. Yeteneği ve aktif rolü nedeniyle kısa sürede parti üyeliği kazandı.
Amacı, kadınların her alanda erkekler ile eşit olabildiklerini göstermek, kadın hakları için olduğu kadar Kürt hakları için de mücadele etmekti. Leyla, 1971’de Bağdat Edebiyat Üniversitesi’nde sosyoloji alanında okuyan en aktif öğrencilerden biriydi.
1974’te resmi bir gazete açmak istedi, ancak bunu yapma hakkı reddedildi. Kürtlere yönelik saldırının artması ve Mart ittifakının çöküşünün ardından, muhalefet ve parti perspektifleri karşısında mücadelenin etkisinin Bağdat’taki yetkililerin kapısına kadar gelmesi gerektiğine inanıyordu. Nisan 1974’te ilk eylemleri bir grup arkadaşıyla oldu. Orada birkaç arkadaşıyla yakalandı ve onlar güçlü bir duruşla görünerek televizyonda gösterildi. Mahkemede onlara idam cezası verildi. Leyla, şöyle diyordu: “Mutluyum, çünkü ölümüm binlerce halkımızı uyandıracaktır ve halkımızın özgürlüğü yolunda yürümek için binlerce kişinin önünü açacaktır.”
13 Nisan 1974’te gerçekleşen idam, Leyla’yı kahramanlık sembolü yaptı. O yıllarda yeni doğan bebeklerin çoğu ölümsüz Leyla adıyla doğmuştur.
Avrupa’nın birçok yerinde, Leyla ve arkadaşlarının idam edilmesi, çağdaş Ortadoğu’da ilk idam edilen kadın olarak şiddetle kınandı.