Faraşîn Sidar
Öylesi dönemlerden geçtik, öylesi direnişlere şahitlik ettik ki nasıl anlatsak hangi cümle ve kavramları kullansak az kalacaktır şüphesiz. Rojava’dan-Bakur’a, Bakur’dan-Başur’a uzanan bir direniş, Kobanê Direnişi. Nasıl anlatsak diye çok düşündük doğrusu bu direnişi anlatırken hangi kelimleri kullansak özellikle Rojava Devrimi’nin tehdit edilidiği bu günlerde.
DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye saldırmasıyla, Kürdistan için sınırlar anlamsızlaşmış, direniş parçalanmış bir halkı tek payda da buluşturmuştu. Kobanê kadının direnişi ve toprağa bağlılığını bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Onlarca genç kadın Kobanê için ilan edilen seferberlik ruhuyla Kobanê’ye akmış ve inançları ile mevzilerde işgalci Türk devletinin babası olduğu DAİŞ çetelerine kan kusturmuştu. Kadınlar özel olarak DAİŞ çetelerinin korkusu olmuştu. Kadın savaşçıların özellikle keskin nişancı olmasının da bunda payı vardı.
Ama her şeyden öte kadından bu kadar korkmalarının nedeni daha önce bu kadar güçlü bir kadınlarla karşılaşmamış olmaları onları şoka uğratacaktır. Birde fedai olanlarımız vardı fedaice savaşanlarımız, mevzisi düşmesin diye kendini feda edenlerimiz. Evet ondan sonra Kürdistan’daki kız çocuklarının ismi ‘Arin’ oldu. İsmi gibi ateşin külü oldu, küllerinden doğru, umuda yatırdığı düşlerini alıp, düşmanın kafasının içinde patladı. Şok oldu erkek aklı. Kadın feda etmişti kendini her şeyden öte umudunu koymuştu ortaya birde fedaice savaşan ruhunu. Ne olursa olsun direnen bir halk gerçekliğinin şahidi olan bu genç kadınlar kendilerinden sonra geleceklere fedailiği farz kılacaktı.
Arin Mirkan, Kürdistan’ın kendini ülkesine feda eden genç kadınlarından. Arin Mirkan savaşın en yoğun olduğu dönemde Miştenur tepesindeki mevzide 5 Ekim günü DAİŞ çetelerinin arasında yaptığı fedai eylemle Kürt Kadın Direnişini dünyaya duyurdu. 17 çetenin öldüğü eylem saldırıları
Arin Mirkan’ın son sözleri ise şöyleydi, “Bu eylemi halkımız için yapmalıyım. Özgür bir Önderlik ile özgür bir gelecekte buluşalım.” diyerek 7 el bombasıyla eylemini gerçekleştiren Arin Mirkan destan yazmıştı.
Efrîn’li olan Arin Mirkan, Kobanê’nin sokaklarında ölümsüzleşecekti. DAİŞ barbarlığını Miştenur’da gömdü Arin.
Viyan Peyman, sesi ile devrim yapan kadın
Viyan Peyman’ın sesi devrime yanıyordu, devrimi çağırıyordu sesi. 2014 Eylül’ün başında Kobanê’ye gelmişti. Kendisi Rojhilat’ın Maku kentindendi. Gerçek ismi Gülistan Tali Cinganlo’dur. ‘İnsanlıktan nasibini almamışlar’ diye tanımlıyordu DAİŞ çetelerini. Özellikle Şengal’de yaşanan olaylar, çetelerin kadınları, çocukları gasp etmeleri, pazarlarda satmaları Şehit Viyan Peyman üzerinde büyük bir etki yaratmıştır. Hem bir Kürt olarak, hem de bir kadın olarak. Şehit Viyan Kürt kadınının daha iyi şeyler hakkettiğine inanan bir insandı.
Viyan Peyman Kobanê özgürleşmeden, Kobanê’den çıkmayacağını söylüyordu ve öyle de yaptı… Kobanê özgürleşmişti, Şehit Viyan Peyman Serekaniye geçmişti, DAİŞ çeteleriyle girdiği bir çatışmada 6 Nisan 2015 tarihinde şehit düşürüldü. Evet her bir yani direnişlerle dolu Kobanê’den geçti bu kadınlar.
Direnişte Buluşan Ülke Gerçekliği
Aynı zamanda binlerce genç kadın Bakurê Kürdistan’dan Rojava’ya gelerek direniş saflarında yerlerini almışlardı. Bunlardan biri Evrim Andok’tu. Evrim henüz 6 aydır direniş saflarına katılım göstermişti ama Kobanê Direnişi başlayınca ilk olarak cepheye koşanlardan olacaktı. Evrim büyük bir fedakarlık ve mütevazi duruşuyla Kobanê’de ölümsüzler kervanına katılacaktı.
Daha bilinen ve bilinmeyen onca genç kadın ölümsüzler kervanına katılmış Kobanê şahsında genç kadınlar tarih yazmıştır. Bu direniş ruhuyla Devrim inşa edilmiştir. İşgal saldırılarıyla tehdit edilen Rojava Devrimini koruyacak olan yine en başta genç kadınlar olabilmelidir. Devrim şehitlerinin kanıyla yazılan Rojava Devrimi’ne sahip çıkma zamanıdır. Evrimce direnme, inanma ve devrime adanma zamanıdır!
Zaman kadın eliyle Dünya’yı değiştirme zamanıdır!