1 Haziran 2004-II

4’ÜNCÜ STRATEJİK MÜCADELE DÖNEMİ

Açılım dönüp dolaşıp, DTP’nin (Demokratik Toplum Partisi) kapatılmasına geldi. Habur’dan giriş yapan ve toplum tarafından barış elçileri olarak karşılanan, 34 kişinin ise mahkemeye çıkarılmaları da gündeme geldi. Mahkemede ‘pişman olduklarını’ söylemeleri gerektiği ve bunun bir prosedür olduğu söylendi. Bu gelişmelerle paralel olarak Önder Apo 2010 yılında devletin yaklaşımında bir değişiklik olmasa mayıs ayında çekileceğini sürece müdahil olmayacağını belirtmişti. Bu yaklaşımların devam etmesi durumunda savaşın daha da şiddetleneceği uyarısında bulunmuştu. PKK’nin yeni bir döneme gireceğini belirtmişti. Bu yeni dönemin ismi 4.Stratejik Mücadele Dönemiydi. Bu yeni savaşın hem kent hem de kırsal arasında gerçekleştirileceği belirtiliyordu.

Önder Apo’nun ve PKK’nin belirttiği yeni dönemin ilk ipuçlarını 17 Nisan’da gece Samsun’a bağlı Ladik ilçesi merkezindeki eylem çok çarpıcı bir şekilde veriyordu. Bu ilçenin merkezini gece saat 22:00’da basan HPG’li gerillalar, polis aracını hedef almıştı. Gerçekleştirilen bu saldırının ardından HPG’nin yaptığı açıklamaya göre, 2 polis öldürülüyordu. Bu olayın üzerinden on gün geçtikten sonra Giresun’un Şebinkarahisar ilçesinde bu sefer bir başka eylemi HPG geliştiriyordu. Operasyona çıkan askerlere yönelik geliştiği belirtilen bu eylemde; bir Reo tipi ve bir de Dağ Geyiği tipi askeri araç hedef alınıyor ve imha ediliyordu. HPG burada imha olan Reo tipi askeri aracın içinde operasyona giden askerler olduğunu ve buradaki ölü ve yaralıların net sayısını belirleyemediğini duyuruyordu. Ulusal basında HPG’li gerillalar tarafından gerçekleştirilen bu eyleme ilişkin; bir ölü ve bir yaralı diye geçiyordu.


Giderek artan tansiyon ve değerlendirilemeyen bu önemli sürecin ardından 2 Mayıs günü, Nazimiye’de gerillalar karakol basıyordu. Çok yoğun tartışmalara neden olan bu gelişmeleri, birçok çevre kaygıyla izliyordu. Dersim’in Nazimiye ilçesine bağlı Sarıyayla karakoluna yönelik geliştirilen bu baskın eylemi hakkında HPG, karakolun gerillaların eline geçtiğini ve bir saat boyunca gerillaların elinde kaldığını belirtiyordu. HPG burada 15 askerin öldüğünü ve birçok askeri malzemenin de imha edildiğini açıklıyordu. 31 Mayıs gecesinde ise İskenderun’a bağlı Deniz İkmal komutanlığına yönelik gerillaların eylemi gerçekleşiyordu. Burada askeri araca yönelik geliştirilen yakın saldırıda ise; 7 asker ölüyor ve 11 asker de yaralanıyordu. Bu süreçte genel atmosfer ve yapılan tartışmalar, şiddetinin nedenlerinden ziyade şehir efsaneleri üzerine şekilleniyordu. Özellikle yoğun eylemlerin ve saldırıları, İsrail’e ya da Ergenekon’a bağlayan birçok çevre, bilinçli bir şekilde gerçeği ters yüz etmek için elinden geleni yapıyordu.

19 Haziran’ın ardındaki günün ilk saatlerinde tüm ajanslara şok bir gelişme düşüyor ve Türkiye’de yer yerinden oynuyordu. Kriz üzerine kriz toplantısı yapan AKP hükümeti ne yapacağını şaşırmış bir halde hiddetiyle hareket ediyordu. HPG’nin kamuoyuna verdiği bilgilere göre ise 19 Haziran gecesi Hakkari’ye bağlı Şemdinli ilçesi kırsalında Konserve tepesi denilen alanda sabaha kadar süren çatışmalarda, tepe gerillaların denetimine geçiyordu. Bu çatışmalarda HPG’nin verdiği bilgilere göre 37 asker öldürülüyor, çok sayıda askeri malzemeye de el konuluyordu. Birçoğu da imha ediliyordu.

Sınırda yaşanan bu eylemin ardından yaklaşık bir ay sonra, sınırda bir diğer kapsamlı eylem haberi de Hakkari’nin Çukurca ilçesine bağlı Hantepe bölgesinden geliyordu. Burada da askerlere yönelik gerillalar tarafından gerçekleştirilen eylemin bilançosu oldukça ağır oluyordu. HPG’nin yaptığı açıklamaya göre, 19 Temmuz’da sabaha karşı saat 02:00’de gerçekleşen eylemde tepede bulunan 50 askerin tümü hedef alınıyordu. Gerçekleştirilen bu eylemde HPG, 31 askerin öldürüldüğünü ve ondan fazla askerin de yaralandığını açıklıyordu. Aynı zamanda bu eylem esnasında da HPG’li gerillalar birçok askeri malzemeye el koyuyordu. Yine gerillalar bu tepede bulunan diğer askeri malzemelerin hepsini de imha ediyordu. Ayrıca HPG Anakarargah komutanlığının 30 Aralık 2010’da açıkladığı bilançoya göre bir yıl içinde 283 asker ölürken, 93 gerilla ise yaşamını yitirmişti.

İşgalci Türk Devleti savaşı kaldıramıyor ve ‘Abdullah Öcalan’’ muhatabımız değil derken, İmralı’ya gidiyordu. Önder Apo, sorunun çözümü için siyasi zeminin daha güçlü kullanılması yönünde çağrıda bulunuyordu. Abdullah Öcalan bu kez diyalogların daha samimi yürümesi için süreci kamuoyuyla paylaşıyordu. Önder Apo’nun çağrısına uyan PKK 13 Ağustos 2010 da bir kez daha ateşkes ilan ediyor. Barıştan yana olan tüm güçlerin süreci yakından takip etmesi gerektiğini vurguluyordu.

Araya 12 Eylül referandumun girmesiyle süreç 15 Haziran’a kadar uzuyor. Ancak AKP Hükümeti olumlu yönde hiçbir girişimde bulunmayınca KCK, 28 Şubat 2011 tarihli açıklaması ile AKP’nin çözüm yönünde adım atmayı bir yana bırakalım günden güne Kürt legal siyasetine saldırılarda bulunduğu ve bu ateşkes sürecini kendi çıkarlarına hizmet edecek biçimde kullandığını bu yüzden çatışmasızlık durumunun son bulduğunu açıklıyordu. Ayrıca açıklamada 15 Haziran’dan itibaren Devrimci Halk Savaşı’nın başlayacağı belirtiliyordu.

DEVRİMCİ HALK SAVAŞI

2012 yıllarında, 15 Ağustos 1984’de başlayan mücadele kararlılığı devrimci halk savaşı hamlesiyle doruk noktaya ulaşıyordu. HPG ve YJA-STAR gerilla güçleri, artık yeni dönemin mücadele taktiğini devreye koydu. Gerillaya özgü ‘vur kal taktiğini’ geniş alanları ve şehirlerarası yolları kontrol altına alma taktiğiyle birleştiren, gerilla güçleri, birçok yerde işgalci Türk Ordusu’nu kuşatma altına aldı. Başta Şemzinan, Beytüşebab, Çele’yi kuşatma altına alan HPG ve YJA STAR güçleri işgalci Türk Ordusu’na ağır darbe vurdu. Tüm ikmal yollarının kesilmesiyle Türk Ordusu’na ait bazı karakollarla bağlantı kesildi. Yaşananlar AKP Hükümeti’nin tüm saklama çabalarına rağmen yabancı basına ve Türk basınına da yansıdı. Milliyet Gazetesi haberi şu şekilde verdi: ‘PKK Çukurca’da 3 Koldan Saldırdı’(6 Ağustos 2012). HPG yetkilileri ise yaptıkları açıklamalarla gün gün kamuoyunu bildirdikleri ‘devrimci operasyonlarda’ Türk Ordusundan temizlenen alanlar günlerce HPG ve YJA STAR gerillalarının elinde kaldı. Türk Ordusu’nun ise kullandığı ileri teknolojiye rağmen gerilla karşısında başarılı olamayacağı ortaya çıktı. Ayrıca HPG Basın İrtibat Merkezi’nin yaptığı 3 Aralık 2013 tarihli 2012 yılı savaş bilançosuna göre, 2012 yılı içerisinde HPG güçleri tarafından yapılan eylemlerde 2221 askerin öldüğü netleştirilirken, 314 gerillanın ise yaşamını yitirdiği açıklandı.