1 Haziran 2004-III

19 TEMMUZ ROJAVA ÖZGÜRLÜK DEVRİMİ

PKK, silahlı mücadeleye başladığı ilk günden bu yana hem açıktan düşmanlık yapanlar tarafından hem de kendini dost gösteren güçler tarafından silahsız, pasif bir çizgiye çekilmeye çalışındı. Önder Apo her zaman ısrarla Ortadoğu gibi bir coğrafyada özsavunmanın gerekliliğini vurguladı. PKK’nin 15 Ağustos 1984’te başlayan silahlı mücadele kararlılığı ve 1 Haziran 2004’te, iç ve dış bazı güçlerin tüm baskılamalarına karşı, alınan ‘mücadeleye devam kararı, 19 Temmuz 2012’de Kobanê’de meyvesini vermişti. 19 Temmuz 2012’de Kobanê yönetimi Kürt güçlerinin eline geçti. Sonrasında da kısa süre içinde Afrin ve Cizre’den de işgalci Suriye ordusu kovuldu. Suriye’de yaşanan ve Abdullah Öcalan tarafından daha önceden haberi verilmiş olan ‘üçüncü dünya savaşı’nda hegemonik güçler karşısında alternatif bir güç olarak demokratik, çoğulcu bir yaklaşımla ortaya çıkan Rojava Özgürlük Devrimi, Ortadoğu’da Kürt halkını temel bir aktör haline getirmiştir. DAİŞ gibi insanlık dışı bir oluşuma karşı duruş sergileyen, savaşıp da kazanabilen tek güç olan Rojava Devrimi ve askeri güçleri YPG, başta Türk Devleti olmak üzere tüm sömürgeci güçler için bir tehdit haline gelmişti.

Bir başka önemli olayda DAİŞ ve Erdoğan’ın ilişkisi İMC TV canlı yayınına şans eseri yansıyordu. Ceylanpınar sınırında Kobanê’de ki olayları takip eden İMC TV kamerasına Kobanê tarafından gelen DAİŞ çeteleri ve sınırdaki Türk Askerlerinin yakınlığı takılıyordu. Tüm bu gelişmeler üzerine 7-8-9-10 Ekim’de Erdoğan’ın bu tutumu Kürt halkı ve dostları tarafından serhildanlar ile karşılandı. Tüm Türkiye’ye yayılan olaylarda 40’ın üzerinde insan yaşamını yitirdi.

İşgalci Türk Devleti süreci bozmak için Suruç’da Kobanê’ye destek eylemi yapan gençlere yönelik DAİŞ eliyle katliam gerçekleştirmişti. Çok sayıda gencin yaşamını yitirdiği bu olay sonrasında Ceylanpınar’da 2 polis öldürülmüştü. Saldırıyı HPG üstlenmemesine rağmen, gerçekleşen bu saldırı HPG’ye mal edilerek 24 Temmuz 2015 tarihinde Türkiye Devleti’nin tarihinde ki en büyük hava harekatı Medya Savunma Alanlarına yönelik gerçekleştirildi. Gerçekleşen bu saldırıların kapsamına rağmen, HPG tarafından yapılan açıklamada saldırıda 9 gerillanın yaşamını yitirdiği belirtildi.

24 Temmuz’dan sonraki süreçte Erdoğan, adeta Türkiye kamuoyunu tehdit edercesine katıldığı bir programda, başkan olmadığı takdirde, Türkiye’yi bir savaşın beklediğini söyleyerek tüm Türkiye toplumunu tehdit etmişti. Erdoğan, ‘tek adam’ olması önünde ki engelin Kürt Özgürlük Hareketi olduğunu açıkça medyada birçok kez dile getirdi.


ÖZ YÖNETİM DİRENİŞLERİ

2015 yılında artık Türkiye’de rejim değişikliğine gidiliyordu. Erdoğan’ın yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerini tek elde toplamasıyla beraber Türkiye’deki rejime ‘Erdoğan rejimi’ ya da ‘tek adam rejimi deniliyor. Kuzey Kürdistan’da bu faşizan rejim kabul edilmiyor ve Kuzey Kürdistan’da 10 Ağustos 2015 tarihinde Şırnak Halk Meclisi’nin “Demokratik Öz Yönetim” ilanın ardından peş peşe birçok ilde Demokratik Özerklik ilan ediliyor. Erdoğan ve onun o dönem ki başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun talimatıyla JÖH, PÖH ve Türk Ordusu, Demokratik Özerkliğin ilan edildiği kentlerde Kürt halkına karşı ‘soykırım’ girişimde bulunmuştu. Kürt halkı ise bu faşizan saldırılara karşı kentlerini kendi öz güçleri ile savunma kararı aldı. YPS(Sivil Savunma Birlikleri) ilan edildi. Birçok ilde çıkan çatışmalarda Türk Ordusu ,YPS karşısında ağır kayıplar verdi. YPS’nin yaptığı açıklamaya göre Türk Ordusu bir yıl içinde toplam 2218 kayıp verirken 457 zırhlı araç ise YPS güçleri tarafından imha edildi. Türk medyası Temmuz 2015’ten Mayıs 2016’ya kadar 7600 PKK’linin şehit düştüğünü iddia etmişti. 20 Haziran 2016 tarihinde yayınlanan bir programda konuşan Halk Savunma Merkez Karargah Komutanı Murat Karayılan, bu iddiaların doğru olmadığını; 24 Temmuz 2015’ten 31 Mayıs 2016’ya kadar ki 10 aylık süre zarfında, HPG ve YJA STAR güçleri tarafından 973 eylem gerçekleştirildiğini bu eylemlerde 2345 işgalci asker ve polisin öldürüldüğünü, bunlardan 13’ünün yüksek rütbeli subay olduğunu, ayrıca bu 10 aylık süre zarfında toplam, 345 gerillanın da şehit düştüğünü kamuoyuyla paylaştı.

Devrimci Halk Savaşı temelinde bugün Kurdistan’da verilen  mücadele ise, Vietnam, Küba… ve daha bir çok devrimi arkasında bırakacak, Kurdistan şahsında Ortadoğu’ya yayılacak olan özgür günlerin haberci olmaktadır. İşgalci Türk devlet ve işbirlikçileri, düzenledikleri işgal saldırıları karşısında örgütlü halk savaşını gördükçe geri çekilecektedirler. Bu yüzden özellikler Kurdistan’lı genç kadınlar ve gençler bu devrimin öncülüğünü üstlenmekten geri durmamalı bu kararlılıklar, devrim mücadelesinde yerlerini almalıdırlar.