Her canlı varlığın özsavunma ihtiyacı vardır. Nasıl ki her canlı bir şekilde dış tehtidlere karşı özsavunmasını gelişiriyorsa yaşamını devam ettirebilmek için bu yola başvuruyorsa aynı şey toplumlar içinde geçerli olmaktadır. Geçmişten günümüze kabileler, aşiretler, klanlar yada daha büyük topluluklar diğer toplulukların saldırısına maaruz kaldığında kendini ve varlığını koruma içgüdüsüyle hareket etmiş ve saldırılara karşı özsavunma mekanizmasını geliştirmiştir. Dışarıdan bir gücün gelip müdahale etmesini beklemek ölümle eşdeğer bir anlamı taşımaktadır. Yine zayıflamak, kendini örgütsüz kılmak, mücadelesiz kılmak, teslim olmak anlamına gelir ki bu da karşı güç karşısında köleliğe giden yolun taşlarını döşer. Çünkü özsavunmanın olmadığı yerde irade olmaz dolayısıyla kölelik gelişir. Özsavunma bir var olma hali ve mücadelesidir. Yemek yemek kadar, barınmak kadar ve çoğalmak kadar önemlidir.